Kayıtlar

Gidenler

Bir maziye düştü aklım, Ölümü düşündüm sonra Sonumun ne olacağını Nedenler, niçinler, sebepler, bahaneler... Mustoyu düşündüm sonra Ağladım akmayan göz yaşlarımla Mustooo diye haykırdım Çıkmayan avazımla Yağmurun sesini duydum Pencereleri kapattım sonra Dinledim her damlanın sesini birer birer Islanmadan üşümeden ama içim titreyerek Aşklara veda ettim, aşıklara nisbet Herşey yalanmış dedim herşey sahte Gülüşler, sevmeler, sevinmeler Kandırmaca düzende yaşıyorum işte Çekip gidesilerim geldi yine, gidemedigim yerlere Henüz varamadığım ama mutlak varacağımız yere Ya çekip gidecek gücüm yoktu, ya da cesaretim. Oysa çok basitti terketmek dünyayı... Ne de avamlara kapılmış yüreğim ne de çok soğumuş Taştan bile katı olmuş, Hani içinden pınar çıkmayan, korkusundan yuvarlanmayan... Hani vardı ya bir türkü dudağımızda Yok türkü değil bir ezgi, maziye ait bir tını "Biliyorlardı onlar Allah'ı tanıyorlardı Rasulullah'ı"...

27 Harf

Abdestini al da gel Kadir kıymet bil de gel Cananla bir canla gel Açtığın çağla gel Deryalara dal da gel Rüyalara er de gel Gözlerdeki ferle gel Sevdiğini gör de gel Ateşini harla gel Yanağını ısla gel Yüreğini işle gel Atını kişne gel Nefsini leşle gel Aşkın yoksa meşkle gel Kalbinde nurla gel Kazandığın onurla gel Ölmeden önce öl de gel Verdiğin paranla gel Bir dostuna rastla gel Gönlünü sars da gel Çağlayandan şarla gel Ektiğin gönül, tarla gel Kuşlar gibi uçta gel Tavşan gibi ürkte gel Yârânına var da gel Denizleri yar da gel İmkanını zorla gel Mevlana Celalettin der: “Ne olursan ol yine gel...”

Hamd

Geceyi verene, Sabahı verene, Karanlığı yırtıp aydınlığa kavuşturana, Aydınlığı dürüp karanlığa boğana. Kalem'e, Asr'a, Fecr'e yemin edene, Dilediğinden alıp, dilediğine verene, Kalpleri evirip çevirene, Yaratıp, öldürüp, sonra tekrar diriltene. Hesabı çabucak görene, Doğruyu ve eğriyi verene, Akledip düşünmeyi öğütleyene, Doğunun ve Batının sahibine. Hamd-ü senalar olsun...

Gitmeler

Kal, gitme sen de Gidersen bir yanım eksik kalır Sanma yaş dolar gözlerim Sanma acı çeker yüreğim Bir yanım eksik kalır gitme ! Kal desem de gidersin bilirim Bilirim uzak kalmak iyi gelir dersin Bilinmezliğe gidersin yine Yine de kal desem gidersin Haber verip de gidersin Ansızın git gideceksen Sebepsiz, izahsız, pazarlıksız Git yine de gideceksen Dönüp bakma ardına Madem ki gideceksin Mateme bürünüp, Zorla güleceksin.. Git yine de git gideceksen. Hesapsız, sorgusuz, anlamsız Belli Gitme desem de gideceksin...

Sen misin?

Senin mi o ayak sesi? Sen misin gerçekten? Kokunun sindiği lavantalar Leylaklar, güller... Kefen mi o diktiğin? Tabut mu çivisini çaktığın? Dönmeyeceğimi biliyorsun Ayrıldın ya ansızın... Üzerime örttüğün toprak mı? Matem türküsü mü yaktığın? Hani saramadığın, Tutamadığın eller... Bir yağmur damlası mı? Yoksa göz yaşı mı dökülen? Dudağına deyen, Tuzlu tuzlu... Senin mi o ayak sesi? Sen misin gerçekten...?

Gizli Kahramanlar

Dünya Sağlık Örgütü tarafından "küresel pandemi" olarak tanımlanan Covid-19 salgını nedeni ile hekimlerimiz, hemşirelerimiz kısaca sağlık çalışanlarımız, güvenlik kuvvetlerimiz, temizlik hizmetini yürütenler, canla başla gece gündüz demeden hasta olan veya hastalık riski taşıyan vatandaşımızla muhatap olmaktadırlar. Bir de sağlık personeli olmayıp teknik kadroda olan, geçici işçi statüsünde çalışan, bir firma üzerinden hizmet veren, 657’ye tabi olan gizli teknik kahramanlarımız da var. Onları da anmadan geçemeyeceğim. Gün içersinde de çalışıp ayrıca sabahın beşine kadar Çin’den gelen hızlı tanı kitinin bilgisayara tanıtılmasını çince bilmemesine rağmen kurulması, İki konferans salonunda video ile görüşme yapmak için alt yapı hazırlanırken, bu sırada başka bir salonda Bakan bey ve Sağlık Kurulu Üyeleri’nin Çin başta olmak üzere diğer ülkelerin sağlık kurullarının katıldığı başka bir altyapının hazırlığına koşturması, Sadece fiziki olarak değil, bilgisayarlarının ve

Kamuda ortak IT Kaynak Kullanımı ve Sahipli Yazılım İkilemi

Yazacaklarım hepimizin malumu, ilan etmeye lüzum yok diyenler olabilir.  Kamuya ait kaynak kullanımında ne kadar özen göstersek de ortak alanlarda ortak hizmetlerin kullanımıyla tasarruf etme imkanımız artacaktır. Aklıma gelen iki örnek 1- Ortak e-posta kullanımı: Kamuda (.gov.tr) uzantılı tüm e-posta sunucuların merkezi yapıda tek bir yerden hizmet vermesi  sağlanabilir. Böylece her kurum kendi e-posta sunucusu, lisansı, bakım ve onarımına kaynak harcamamış olacaktır. Her kurum ise sadece kendi kullanıcı hesaplarını yönetecektir. Bu sayede spam, mailgateway gibi uygulamalar da merkezi olarak sunulmuş olacaktır. E-posta kullanımı için Kamu-Net üzerinden haberleşmesi sağlandığı takdirde ise tüm kurumlar arası  e-posta haberleşmesi de internete çıkmadan kapalı devre olan Kamu-Net üzerinden sağlanmış olacaktır. Devlete ait e-posta yazışmalar ve ekli dosyalar böylelikle gmail, hotmail, yahoo gibi ücretsiz hizmet veren(!) servis sağlayıcılarda olmamış olacaktır. 2-